Beşiktaş berabere girdiği son dakikada kazanma şansını yakaladığı Galatasaray derbisini gene o son dakikada yitirdi!
Bu maç gösterdi ki eksik oyuncuları ve yorgunluk başta olmak üzere birçok sorunun olumsuz etkisinde olmasına karşın, her türlü olumlu avantaja sahip rakibini yenebilecek yeterliği taşıyor.
Peki, “O yeterlikle neden gerektiği oranda başarı elde edemiyor?”
Ben inanıyorum ki Beşiktaş eğer iki gün önce maç oynamamış olsa idi, ikinci yarıda Galatasaray üzerine geldiği zamanlarda karşı atakları üretken biçimde başarabilir, maçı lehine çevirebilirdi.
Beşiktaş’ı engelleyen, kendi iç sorunları kadar, maçlarını iki gün aralıklara sıkıştıran, futbolu yalnızca para kazanma aracı gören, futbolun sporsal değerlerle yarattığı heyecanları körleştiren bilinçsiz ve sorumsuz play-offçu eski TFF yöneticilerinin yaklaşımlarıdır.
Son yenilgi Beşiktaş’ın ilk dört şansını elbette bitirmedi. Çünkü ilk dörde göz koyan öteki takımların birbirleri ile yapacakları maçlar var. Kilit takım, ilk altının beşi ile oynayacak Trabzonspor...
Kalan maçlara göz atalım:
GS: Sivas(d), G.Birliği, F.Bahçe(d),Trabzon, Ordu, Manisa
FB: G.Birliği, A.Gücü(d), G.Saray, Bursa, Trabzon(d), Antalya
BJK: Trabzon, Ordu(d), Manisa, İBB(d), Samsun, Karabük(d)
TRB: Beşiktaş(d), Sivas, G.Birliği(d),G.Saray(d), F.Bahçe, Ordu(d)
GB: F.Bahçe(d), G.Saray(d), Trabzon, Ordu(d), Manisa, İBB(d)
Sivas: G.Saray, Trabzon(d), Ordu, Manisa(d), İBB, Samsun(d)
Bugünün görüntüsü Beşiktaş’a play-off şansını veriyor, ama şampiyonluk şansını dağın ardına kaçırmış gibi. Ancak kalan maçlar BJK ile GS arasındaki açıklığı daraltabilir de...
Futbolda umut kesilmez, ama umudu besleyecek üretimleri yapmanız gerekir.
Demirören, Demirören’e karşı
Yıldırım Demirören’in Beşiktaş Başkanı olarak kulübün borçlarına tavan yaptırdığını biliyoruz.
Ve şimdi TFF Başkanı olarak tüm kulüp borçlarının ayaklarını yere bastırtma görevini üstlendi.
Hüsnü Güreli net biçimde açıkladı. UEFA’nın 2013-14 döneminde mali kriterleri kesinlikle uygulatacağını, buna uymayan kulüplerin UEFA lisansı alamayacağını biliyoruz.
Demirören’in kucağında şimdi, artık ‘nereye varacağı, yol haritası çizilmiş’ şike davasından da önemli bir konu olarak bu var.
Bunun arkasında durup kulüplerin sağlıklı bir mali yapıya kavuşmalarını mı kovalayacak; günü kurtarma peşindeki sorumsuz kimi kulüp yöneticilerinin baskısıyla mevcut yıkıcı sistemin devamına göz mü yumacak?
Demirören bir şu futbol katili play-off’u kaldırır, bir de kulüpleri gelir gider dengesini içine sokmayı başarırsa futbolumuzun saygı ve minnetle anacağı bir başkan olacaktır.
Bunun umudu, güveni, beklentisi içindeyim.
100 milyonu silmek
Yıldırım Demirören, Beşiktaş Başkanlığı’ndan bir başka onurlu göreve TFF Başkanlığı’na geçti...
8 yıllık Başkanlığını bıraktığı, sevgili Beşiktaş’ına 100 milyon lira civarında kredi açmıştı. Bunu geri almak hakkıydı.
Ancak... Beşiktaşlılara bu parayı kulübe bağışlama sözü verdi.
Ama koşullu bir söz bu: “Benden sonraki başkan ve yöneticiler de verdiklerini geri almasınlar...” diyor!
İlk bakışta ‘bağış sözünü yerine getirmeme formülü’ gibi görünen bu koşul, bir yandan da eğer formülü bulunabilirse ‘Beşiktaş’a yeni bir ek gelir’ kazandırma anlamını taşıyor.
Başkan olmanın onurunu taşıyanlar, yatırım isabetsizliği ile kulüp borçlarının aşırı çoğalmasına neden oluyorlarsa, o borçların azalmasına da omuz vermeliler.
Ben Demirören olsam, göreve gelecek yönetimin değerlendirme yeterliğine bakar, bağışımı koşul koymadan yaparım.
O soyadına bu yakışır...
BIKTIK USANDIK
Beşiktaş’ta her seçim öncesi ezberci bir yaklaşımla aynı adların ve ‘Hikmet abi formülünün’ ortaya atılmasından bıktık usandık.
Beşiktaş'ın gizli gücü
29 Şubat 2012 11:10