Lig hızını aldı, artık kayıpları karşılayacak krediler kalmadı, ama Beşiktaş giderek artan zorlukların farkına varıp havasını bulamadan sahaya çıkmakta. Quaresma gibi 31 resmi maçın 15’inde olmayan özel adamlarının yokluğunu da çekiyor, ama gene de durumun farkında olarak maçlara başlamalı.
Bir şansızlığı da Hilbert, Sivok, Egemen, İsmail geri dörtlüsünün sakatlıklar ve cezalarla bozulması. Carvalhal’in İsmail’in yerine dün sola Ekrem’i koyması İbrahim’i sağda oynatması bekleniyordu. Bu, Ekrem’i epeydir görev yapmadığı bir yere itecekti. Portekizli doğrusunu yaptı Ekrem’i yerinde tuttu. 5 maçta toplam 70 dakika görev almış Tanju’yu görevlendirdi solda. Tanju elinden geleni yaptı, ama bu yeterli olmadı! Neden çok görev alamadığını anladık. Güvenini kazanamamış bir oyuncu. İleri zorlamıyor. Tempoya gelemiyor.
Edu bir başka sorun. Şutu seviyor. Solu güçlü. Ancak topa sadece vuruyor! Oysa topa bir hedef vermesi gerekir. Bunu beceremiyor. İlk yarıda iki gol atabilirdi. Almeida’nın da onun da savunma derinliğine kaçma, koşma gibi bir çabası olmuyor. Olsa, Fernandes oralara top atabilir.
Beşiktaş dün rakibinin önde basmasına karşı uzun toplarla çıkmayı amaçladı. Bu ilke olarak doğru idi, ama o topları doğru zamanda doğru yere atmak gerekirdi. Bunu başaramadı. Savunma yapısı da alışılmışın tersine çok tedirgin ve dağınıktı. G.Antep’in önde basması karşısında bocaladılar. İlk golü yerken topun ortalandığı yeri de uzak direkte bekleyen iki rakibi de kontrol etmeyi unuttular!
İkinci yarı başında biraz tempo yükseltmesi ve sol kanadı kullanması Beşiktaş’ı kendine getirdi. Soldan Simao çok iyi sokulup, iyi çıkardı ve Almeida uzak direkte kafayı vurdu. Beşiktaş bu tür atağı bir daha aramadı! Carvalhal beraberlik sonrası Simao ile topu kaleye vuramama uzmanı haline gelen Edu’yu çıkarıp, Necip ile Mustafa’yı oyuna sürdü. Veli sola kaydı... Ancak tempo korunamayınca hücumdaki etkinlik kayboldu. Yeniden geriye düştüklerinde durumu kurtarma çabaları kaliteli değilse de takdire değerdi. Önce dalga geçtiler, sonra kendilerini yırttılar. Sorun işte burada. Neyi nasıl yapacakları belli olduğu halde, onu dara düşmeden yapmamaları.
Başta yok sonda var
25 Ocak 2012 10:53