2010 Dünya Kupası başlamadan önce herkes Brezilya, Portekiz, Fildişi Sahili ve Kuzey Kore'nin mücadele ettiği G Grubu'nu 'Ölüm Grubu' olarak nitelendiriyordu. Ancak maçlar başladığında asıl 'ölüm grupları' C ve D grupları oldu. C Grubu'nda son ana kadar Slovenya ve Cezayir grubun kağıt üstündeki favorileri İngiltere ve ABD'ye kök söktürürken, dünyanın futbolda en hızlı gelişen ülkesi ABD son anda bulduğu golle gruptan lider olarak çıkmayı başardı.
Geçtiğimiz sezon Premier Lig'de kiralık olarak oynadığı Everton formasıyla Liverpool'un mavi yakasında 'Amerikalı Mesut Özil' etkisi yaratan Landon Donovan 'altyapı eğitimi'ni büyüdüğü mahallenin 'top sahası'nda almış!
Turnuva başından itibaren neredeyse İngiltere'deki herkesin farklı bir ideal 11 ve taktikle oynaması gerektiğini ileri sürdüğü ve adeta 'taktik ayrıntılar' içinde boğulan futbolun mucidi İngiltere ise sonunda 'öz'üne dönerek ilk galibiyetini aldı. Daha önce her maçına adeta 'ordu disiplini'yle hazırlanan ve aşırı motivasyondan kendi kendisinin kötü bir taklidi gibi oynayan İngiltere'nin hocası Capello'ya göre işin sırrı ne 4-4-2 ne de 1-2-4-2-1'de!
İtalyan hoca galibiyetten sonra yaptığı açıklamada futbolun 'aşırı endüstriyel'leşme çağı öncesi İngiliz futboluna selam yolladı: 'Slovenya maçından önce oyuncularımın birer bira içmesine izin verdim, böylece 'hakiki İngiltere' gibi oynadık!'
Ama gecenin, futbolun aşırı endüstriyelleşme dönemi öncesini hatırlatan asıl yıldızı 'futbolun Fatih Akın'ı' Mesut Özil oldu. Daha önceki turnuvalarda Almanya'yı temsil eden 'etnik açıdan %100 Almanoğlu Alman' oyuncuların aksine küçükken mahallenin arsasında Türk tekniğini geliştiren Mesut, 2010 yazının en büyüleyici gol sanatı eserlerinden birine imza attı. Böylece 3.5 kurt hocanın müthiş kapışmasına sahne olan D Grubu'nda farkı yaratan bir Türk'ün elmasvari sol ayağı oldu.
Demek ki artık sadece teknik-taktik tartışmaların boğucu ayrıntıları içinde yolumuzu kaybetmeye gerek yok. Tabii ki teknik ve taktik futbolun özü. Ama Donovan ve Mesut Özil gibi fark yaratan teknik harikalar yetiştirecek mahalle sahalarını yıkıp yerine aşırı endüstriyel ruhsuz betonarmeler dikmeye devam edersek uzun yıllar Dünya Kupası'nı evimizden izlemeye ve Mesut'un milliyetçilik dozu hakkında teknik-taktik tartışmalar yapmaya devam ederiz.
Asıl ölüm grupları ve 'sokak futbolu'
24 Haziran 2010 11:51