Maçın temposu ve ritmi beklenilen seviyenin altındaydı.. Avusturya 4 gün önce 6 gol yemiş bir takım olmanın ürkekliğiyle oynadı.
Biz ise beraberliğe üzülmeyecek bir mantaliteyle sahadaydık. Özellikle orta alandaki önemli oyuncularımızın yokluğu yaratıcılığımızı ve teknik kalitemizi azaltan başlıca faktördü. Arda’nın oyun zekası ve bireysel yetenekleriyle hücumda etkili olmaya çalıştık. Zaman zaman Sabri’nin hücuma katıldığı bölümlerde yaptığı etkili ortalarla sağ kanattan pozisyonlar kaçırdık. Savunmadaki 4’lü ve önlerinde oynayan Mehmet Topal-Selçuk Şahin ikilisi görevlerini iyi yaparken hücumda bize maçı kazandıracak pozisyonlar bulmamıza rağmen akıcılıktan uzaktık.
Avusturya savunmada çok hata yapan ve zaafları olan bir takım. Tempoyu biraz daha arttırabilsek kazanmaya çok daha yakın olabilirdik. Ama kadrodaki bu kadar eksiğe rağmen sanıyorum alınan 3 puan çok büyük bir başarı. Hiddink de bu tempodan, mücadeleden ve puandan memnun olmuştur. Neticede Viyana deplasmanında aldığımız bu puan en iyi ikincilik için olmasa bile play-off yolunda avantajımızı sürdürmemizi sağladı. Hem de, Selçuk İnan, Hamit Altıntop ve Nuri Şahin gibi yıldızlarımızın olmadığı bu kritik maçta..
İkinci devrenin özellikle son bölümünde biraz daha agrasif oynayabilsek Viyana’dan 3 puanla dönmek işten bile değildi.. Uzatmalardaki kazanmaya yönelik futbolumuzu 90 dakikaya yaysak hem en iyi ikincilik şansımızı iyice arttırmış hem de gruptaki en önemli rakibimiz Belçika’yla puan farkını koruyacaktık.
HAKEM GÖRMEDİ Mİ?
Kazakistan maçında olduğu gibi dün de son dakikalarda ivme kazanan Milliler, bunun meyvesini 3 puanla almaya çok yaklaşmıştı ki Arda Turan bu kez şapkadan tavşan çıkartamadı. Beyaz yuvarlağın başına geçtiğinde Avusturya kalecisi çizginin en az yarım metre önünde bekliyordu. Geunwald’ın kendisine avantaj sağlayan ‘uyanıklığını’ görmeyen veya görmezden gelen Mallenco’nun penaltıyı tekrarlatmaması onun kalitesinde bir hakeme yakışmadı.
Arda yalnız kalınca..
07 Eylül 2011 12:02