Kim ne derse desin!.. Niyetim kesin. Vız gelir yağcılık, tırıs gider popülizm. Açık söyleyeyim; taraftarları ayakta alkışlıyorum.
Şükranlarımı sunuyorum.
Alnınızdan öpüyorum sizleri -şayet mahsuru yoksa- değerli kardeşlerim.
Evet, sizler:
Helal olsun Fenerbahçeli, bravo Galatasaraylı, aşk olsun Beşiktaşlı, yaşa varol Trabzonsporlu, Bursasporlu ve diğer tribünlerdeki sorumluluklarının bilincinde olan tüm vatan evlatları.
Biz ki, günahınızı aldık; yoğun bakımdaki futbolun serumunu çekip şalterini sizler indireceksiniz diye kuşkulandık!
Bilemiyorum. Belki de paranoyaklık. İlk hafta kan çıkacak sandık.
Bir de baktık:
Sıraya girmiş Fenerbahçelisi, Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı, Trabzonsporlusu, Bursasporlusu ve diğerleri...
Kan vermeye gelmiş “ağır hasta” futbola.
O ne manzara Şükrü Saracoğlu avlusunda!
Arada devasa betonlar... Ve onları görünmez kılıp, futbolcularını kucaklayan taraftarlar.
Vefa mı, sevgi mi, tutku mu, dayanışma mı her neyse; dibine kadar!
Peki Galatasaraylılar?..
Onlar, fırsatçılığın ayıp olduğunu hatırlattılar ele güne.
Yönetimi Fenerbahçe’nin üstüne üstüne gelirken tek kelime etmediler Fenerbahçe’nin durumuna.
Üstelik takım yenilirken. Her taraftar gibi çatacak yer ararken, Fenerbahçe adındaki ezeli rakibe saygı yolladılar sessizce; Beşiktaş’a sevgi.
Ya Beşiktaş?..
Başka bir alemdir zaten Çarşı. En zehirli futbol ikliminde bile insaniyet kenetlenmesini ihmal etmeyen, haksızlık babasından gelse karşı komşunun oğlunu koruyan, kocaman, çok ağır ve binlerce kalp çapında yüreği ile faziletli bir dev sanki...
Mesajları yine tüyleri diken diken etti:
“İsrail ile sorunlar siyasetçilerin işi. İnönü Stadı spor mabedi”!..
Nefes aldığımız şu futbol iklimine bakın, Çarşı’nın nefesindeki iffete...
Ders, kıymetini bilenlere.
Çarşı’dan alırsın bir tane, eve gelip düşünürsen bin tane.
Bitmedi.
İstese Fenerbahçe ile dalga geçemez miydi Trabzonsporlular? Muhtemel şampiyonluk rakiplerine göndermede/aşağılamada bulunup morallerini mıncıklamaz mıydı Bursasporlular? Anadolu, İstanbul’dan hıncını alamaz mıydı?
Komadaki futbola son fiskeyi vurmazlar mıydı?
Lakin hepsi “hasta evindeki saygılı ziyaretçi gibi” husumeti, kini kapının eşiğinde bırakıp girdiler Süper Lige.
Öyleyse... Hepsine alkışlar.
Buna popülizm diyecek varsa eğer...
Vız gelir.
Alnından öpülecek taraftar
14 Eylül 2011 13:30