Bu ülkenin oyuncuları, (uygulamadığımız, ama durmadan konuştuğumuz) haftada iki maç temposuna uzun sürelerdir uzaklar. 21’inci yüzyılda kulüp takımlarımız, Avrupa kupalarında yalnızca üç kere çeyrek final görmüş; Türkiye Ligi futbolcuları (Şampiyonlar Ligi ya da Avrupa Ligi’nde) grup aşamasında varlar, sonra yoklar. Milli maç takvimi de ligler durdurularak oynandığı için bize ekstra bir maç temposu kazandırmıyor, hatta durgunluğa bile neden oluyordu.
İlk defa bu sezon (lafta değil gerçekte) bir çarşamba ligi oynanıyor bu ülkede... Süper Lig’de hafta içlerine 9 maç günü konmuş, Avrupa kupalarındaki asgari 6’şar grup müsabakasını eklediğinizde İngiltere-İspanya-İtalya temposunu gerçekten koklayabiliyorsunuz Türkiye’de. O zaman da ortaya (Kayseri’deki gibi) temposuz maçlar çıkması normal oluyor; çünkü yıllarca motosikletle dolaşmaya alışmış yüzlerce adamı şimdi pedal çevirmeye zorluyoruz ve onlar da ister istemez birtakım geçiş sancıları yaşıyorlar. Zaten ligin en iyi birkaç takımından ikisinin bu kapışmasının düşük kalitesini başka türlü açıklamak pek mümkün değil...
Antep’te olağanüstü efor sarf eden Alex’in iki maçtır duruyor olması bundan olabilir mesela. Geçen yıl takımını tek başına zirveye taşıyan, (lig performansı baz alındığında) Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi yabancısı Alex, Manisa maçından sonra Kayseri’de de Brezilya’dayken aldığı “Alexotan” lakabını hatırlattı sanki... Alex’e Lexotan uyku hapından esinlenerek verilen bu lakap, Brezilyalı maestronun saha içinde zaman zaman uyuduğunu iddia ediyor. Ki Alex’in son iki maç performansına bakılırsa, Brezilyalılar’ın 7 yılda bir-iki kez de olsa yanılmadığını söyleyebiliriz.
Yobo uyumadı mesela; çünkü sahadaki 22 kişi içinde bu tempoya gerçekten alışık olan tek uzun süreli üst düzey lig oyuncusu o... Esas sürprizse tamamı Yobo’dan genç olan, yarısından fazlası 23 yaş altı oyunculardan oluşan Kayseri’nin de yorgun rakibinden çok farklı durmayışıydı. Sağda Sefa’nın iyi niyetli çabaları (ve duran topları), soldan da Amrabat’ın içeriye kat edip attığı şutlar dışında Kayseri de bir hayal kırıklığıydı dün gece. Belli ki her sene yeniden yapılanmakta bir gariplik var; mevzu sadece (Avrupa’yı çok iyi taramak ve) harika genç oyuncular bulmaktan ibaret değil, istikrar da İstanbul’da bir semt adı değil demek ki...
Alexotan
24 Eylül 2011 13:36