Ağzınla kuş tutsan

G.Saray'da o kadar kaliteli bir kadro var ki...

Bu kadro karşısında canını dişine takmazsan...
 
Ölümüne  oynamazsan...
 
Yakaladığını atamazsan...
 
Hele bir de eksik kalırsan...
 
Ağzınla kuş tutsan kazanamazsın...
 
Tıpkı Karabük gibi...
 
G.Saray çok mu iyi oynadı...
 
Yooo...
 
Ama takımın adı G.Saray...
 
Yıldızı var, kalitesi var...
 
Biraz kımıldaması bile kazanmasına yetiyor...
 
İşte dün...
 
Fırsatçı Baros...
 
Çalışkan Elmander...
 
Süper solak, Emre Çolak...
 
Yetti de arttı bile...
 
Karabükspor'a bakıyorsun...
 
Daha 30. saniye...
 
G.Saray'ın ikramını, Carnet kullanamıyor...
 
Daha doğrusu Muslera müthiş önlüyor...
 
Sonra Shelton'un direkten dönen topu, bir kez daha Cernat, bir kez daha Muslera...
 
Demek ki iyilerin arasına Muslera da mutlaka girmeli...
 
İkinci yarıda bir Shelton deparı daha...
 
Elbette  Mustafa Sarp'ın ağlarla buluşan kafa vuruşu...
 
Ama bütün bunlar G.Saray'ı yenmeye, G.Saray'dan puan almaya yeter mi?
 
Elbette yetmez...
 
Ama G.Saray'a da bir çift sözümüz olsun...
 
Elbette sonuçlara değil...
 
Otomatiğe bağladı gidiyor...
 
Üstelik farklı galibiyetlerle...
 
Buna en ufak sözümüz değil, alkışımız olur...
 
Ama futbolu, sanki aldığı sonuçların gerisinde gibi...