Euro 2008 yarı finalisti ikinci altın oyuncu grubunun temelleriyse 2004 Avrupa Ümitler Şampiyonası elemelerinde atıldı. O elemelerde Cole’lü İngiltere, Ronaldo-Quaresma’lı Portekiz gibi devleri yenen jenerasyon, 7-8 yıl boyunca milli takımımızın temel taşlarıydılar: Volkan, Servet, Tuncay, Hamit-Halil, Sabri, Toraman, Selçuk ve arkadaşları...
Azerbaycan-Almanya faciası sonrası tutunduğumuz 1985-1988 doğumluların üçüncü altın neslimiz olmasını umut ediyoruz tabii ki... Arda, Selçuk İnan, Gökhan Gönül, Burak Yılmaz, Mehmet Topal ve Nuri’nin ön plana çıktığı bu nesil umarız bizi 2012-2016 sürecinde gururlandıracaklar. Ama onların altından gelen bir başka grup var ki (isimleri 3G mi yoksa 4G mi olacak tabii şimdiden kestirmek güç ama) futbol tarihimizde iyi bir yer edineceklerine dair sağlam sinyaller veriyorlar.
Bu grubun 1992 doğumluları 2009’da Nijerya’daki U17 Dünya Şampiyonası’nda çeyrek final, 1993-94 doğumluları da Liechtenstein’daki Avrupa Şampiyonası’nda yarı final oynadılar. İçlerinde Fenerbahçeli Gökay, Gaziantepli Orhan, bugün A milli olan Gökhan Töre gibi isimler de var ama hemen hemen en dikkat çekici olanları yeni sezon için Kayseri’de toplanmış gibiler.
Portolu “genç Kaka” Engin Bekdemir, Altay’da 15 yaşında A takımda oynamaya başlayan Okay Yokuşlu, Fenerbahçe’nin uçarı sağ kanadı Okan Alkan ve Portsmouth’un santrforu Nadir Çiftçi, yeni sezonda hep birlikte Kayserispor’un başarısı için ter dökecekler. Şota’nın genç oyunculara ne kadar şans verdiği göz önüne alınırsa, bu futbolcuların daha fazla üst düzey maça çıkma adına ne kadar iyi bir tercih yaptıkları da ortada... Özellikle de geçen sezon Liam Lawrence’ın transferiyle Portsmouth’ta kulübeye mahkum olan Nadir’in...
* * *
Geçen sezon İngiltere Championship’te 5 maça ilk 11’de başlayabilen Nadir Çiftçi, hücumun her bölgesinde oynayan kuvvetli bir forvet. Gücü nedeniyle kendini Drogba ve Ibrahimoviç’e benzeten Nadir, Şota’nın 4-2-3-1 düzeninde santrforda da, sol/sağ açıkta da forma şansı bulabilir. Bu yıl ön taraftan M.Eren, Ali Bilgin, Moritz, Ziani gibi oyuncuları yitiren Kayseri’ye gelişi de daha fazla maç oynama açısından doğru bir hamle gibi gözüküyor.
Milli takım teknik direktörü Hiddink’in de prenslerinden olan Hollanda kökenli Nadir, Kayseri’de direkt oynayıp ulusal formayı da sırtına geçirme hedefinde. Sarı-kırmızılı takımdaki reorganizasyon hali göz önüne alınırsa da, ilk 11’de oynama şansı hiç de az gözükmüyor.
TRANSFERDE KAYSERİSPOR
Aslında bu yıl da Kayseri şehrine transfer olan oyuncular genel olarak heyecan verici. Hem Nadir, Okan, Okay, Sefa, Engin gibi gençler; hem de kaleci Navarro, Gökhan Ünal, Kzanişvili gibi tecrübeliler gelecek yıl adlarından çokça söz ettirmeye adaylar.
Ama Kayseri’de endişe verici olan durum, hemen her yıl kentten 10’un üstünde oyuncunun ayrılıp, bir o kadar yeni futbolcunun transfer edilişi... 2 senelik Sağlam ve 3 yıllık Kafkas dönemlerinden sonra Şota’yla ikinci sezonuna giren Kayserispor’un teknik adam istikrarının artık bir şampiyonluk yarışı üreteceğini umut ediyor, özellikle de 2011-2012 için çok iyi hisler taşıyorduk.
Lâkin ne yazık ki geçen yılın ideal kadrosundan kaleci Hamidou, stoperler Serdar-Amisulaşvili-Önder, orta sahanın lideri Selim, kaptan M.Eren, on numaralar Moritz ve Ziani yeni sezonda yoklar. Bir takım her sezon bu denli değişince şampiyonluk yarışı yapabilmek için ihtiyacı olan kadro istikrarından mahrum kalıyor, yetenek-kalite ya da hoca becerisi zirvede tutunmak için yetmeyebiliyor.
Umarız bu re-re-re-reorganizasyon halini Kayseri’de son kez izliyoruzdur. Umarız 2012-2013 sezonunda Kayserispor, transfer marketinin en hareketsiz takımı hüviyetine bürünür. Ve umarız o zaman Şota’nın Kayserisi şampiyonluğun da en güçlü adaylarından biri olur...